Iskilipli Atıf hoca, Şapka Kanunu’nun
çıkmasından yaklaşık 1,5 yıl önce bastırdığı ve “Milli Eğitim Bakanlığı” tarafından
da onaylanan “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli risaleden dolayı yargılanıp
idama mahkum edilmiştir. Oysa bir hukuk kaidesidir ki, yürürlüğe giren bir
kanundan önce bu kanuna aykırı olan fiiller suç sayılamaz.
Bazı kemalistler Iskilipli Atıf hocanın
“düşmanla işbirliği” yaptığı gerekçesiyle idam edildiğini iddia ediyorlar.
Halbuki Savaş süresince işgal kuvvetleriyle işbirliği yapmış veya Milli
Mücadeleye karşı çıkmış olanlar Lozan Sulh Konferansı’nda Ingilizlerin ısrarı
sonucunda affedilmişlerdir. Lozan’da böyle bir konunun ortaya atılacağını Dr.
Tevfik Rüştü Aras’ın belirtmesi üzerine, hükümet daha önce tedbir alıp cezasız
kalmış olan suçluların cezalandırılması çarelerini aramaya başlamıştı. M.
Kemal, Ismet Inönü, Dr. Tevfik Rüştü Aras, Fevzi Çakmak ve Istiklal Mahkemesi
başkanlarından Ihsan Bey’i toplamış ve aftan yararlanamayacakların bir
listesinin yapılmasını istemişti. 23 Temmuz 1923 tarihinde yürürlüğe giren
Lozan Antlaşmasını izleyerek yürürlüğe girecek olan genel af için 13.4.1924’de
Meclis’te başlayan görüşmeler, 22.4.1924 tarihinde sonuçlandı. Aftan ayrı
tutulan 150 kişilik liste Başbakanlıktan geldi ve gizli celse yapılarak kabul
edildi.[22]
Bunu Atatürkçü Prof. Dr. Ergün Aybars
bile kabul ediyor:
“Genel affın çıkması ile Milli Mücadele
içinde mahkum olmuş veya olması gerekli olanların hemen hepsi affedilmiş oldu.
Istiklal Mahkemelerinin savaş içindeki çalışmaları sonucu idam edilmiş
olanların dışında mahkum ettikleri serbest kaldılar.”[23]
Iskilipli Atıf Hoca ise zikredilen bu
150 kişilik listede yoktur, dolayısıyla -şayet Milli Mücadeleye karşı çıkmış
veya düşmanla işbirliği yapmış olsa bile- bu suçtan dolayı yargılanamaz.
Kaldı ki, Milli Mücadele fiilen 1922
yılında Mudanya Mütarekesi’nin imzalanmasıyla sona erdi. Iskilipli Atıf hocanın
bu suçtan dolayı yargılanması icab ediyordu da neden 1922’den 1926 yılına
kadar, yani 4 yıl beklendi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder